bu aralar elimden polisiye gerilim kitapları düşmez oldu,onlardan bir tanesi de "kar melekleri;
bu polisiyeyi daha da ilgi çekici kılan hikayenin mekanı,hikayemiz kuzey kutup çizgisinin içinde küçük bir kasabada geçiyor,derecelerin -40 ları gösterdiği,güneşin hiç gözükmediği o upuzun depresif kış günlerinde kasabanın huzurunu vahşice işlenen bir cinayet bozuyor,olayı çözmeye çalışan dedektif Vaara bir taraftan cinayeti çözmeye çalışırken bir taraftan da geçmişiyle uğraşıyor. çok hareketli öyle uçan kaçan bir dedektifimiz yok,hikaye de biraz yavaş ilerliyor ama ben yine de sevdim,rizzoli serisi bittiği için yeni gözde dedektifim Vaara,en kısa zamanda "şeytanın gözyaşları" nı alıp okuyacağım
not: kitabın kapak tasarımı çok hoşuma gitti,kabartma kan lekesinden bir melek,fotoğrafta da sanki cinayeti biraz önce ben işlemişim de yanlışlıkla oraya sıçratmışım gibi duruyor
2 yorum:
ben de bu kitabın atmosferinden çok hoşlanmıştım, o bitmek bilmeyen karanlığı yaşamıştım adeta.
judy benimde çok hoşuma gitti,ama 6 ay gece bi süre sonra dayanamazdım heralde,bi de bu kitabı okurken "insomnia" diye bi film vardı,michael douglas ile robin williams oymuyordu hep o geldi aklıma orada da konu bitmeyen gecelerde işlenen cinayetlerdi
Yorum Gönder