9 Ara 2011

BIÇAK SIRTI-Tess Geritsen


Birazcık geriye gidelim,bi on yıl kadar,üniversite tercihlerimi yaptığım o yaz ayına,puanım güzeldi,o zamanın popüler mesleklerine mühendisliklere filanda yetiyordu ama ben illa ki  “doktor” olmak istiyordum,diş ,göz kulak farketmezdi illa onu istiyordum, yaptık tercihleri ,ilk sırada istanbul daki tıp fakülteleri,sonra istanbul daki dişhekimliği fakülteleri,sonrasında şehirler karışık ama tercihlerin hepsi tıp fakültesiydi,sonuç marmara dişhekimliği fakültesi oldu,eğer bir önceki ya da bir sonraki tercih olsaydı şu anda bir tıbbiyeli olacaktım,şikayetçi miyim değilim,hatta bu kitabı okuduktan sonra iyi ki tıp olmamış diye  düşünmedim değil. Neden diye sorarsanız kitabın konusundan bahsedeyim biraz,kahramanımız Kate,genel anestezi uzmanı, rutin bir ameliyata giriyorlar,hastaları çok iyi tanıdıkları bi hemşireleri herşey normal giderken birden hastanın  kalbi duruyor,ne yaparlarsa yapsınlar hastayı geri getiremiyorlar,hasta ex oluyor,yani ölüyor,tabii tüm personel şokta,fakat esas sorumluluk Kate in üzerinde, testlerin herbirini tekrardan inceleyen Kate birşeylerin ters gittiğini,birilerinin ona tuzak kurduğunu anlıyor,fakat bütün bunları özellikle ona dava açan avukata,hastanenin yöneticisine nasıl anlatacak?
(Kurtaramadığım bir dişi çekmek zorunda kaldığımda bile ne kadar stress yaşıyorum,Kate in durumunu yaşamayı hayal bile edemiyorum,allah korusun öyle bir durumla hiç karşılaşmayız umarım)
Tess Geritsen  in doktor olmasının avantajlarını bu kitapta çok net görüyoruz,yine hiçbir mantık hatası olmadan tamamlanmış bir hikaye,birazcık aşk-meşk   daha ağır basmış sanki diğer kitaplarına  göre,bi ara beyaz dizilerden birini okuyomuşum gibi hissettim,gereksiz uzatmış sevgi sahnelerini bence ama sonuçta güzel bir günde bitirilebilecek bir polisiye,final birazcık ters köşe o yüzden dikkatli okumanızı tavsiye ederim

Devamını Oku

7 Ara 2011

Kar melekleri- James Thompson

bu aralar elimden polisiye gerilim kitapları düşmez oldu,onlardan bir tanesi de "kar melekleri;
bu polisiyeyi daha da ilgi çekici kılan hikayenin mekanı,hikayemiz kuzey kutup çizgisinin içinde küçük bir kasabada  geçiyor,derecelerin -40 ları gösterdiği,güneşin hiç gözükmediği o upuzun depresif kış günlerinde kasabanın huzurunu vahşice işlenen bir cinayet bozuyor,olayı çözmeye çalışan dedektif Vaara bir taraftan cinayeti çözmeye çalışırken bir taraftan da  geçmişiyle uğraşıyor. çok hareketli öyle uçan kaçan bir dedektifimiz yok,hikaye de biraz yavaş ilerliyor ama ben yine de sevdim,rizzoli serisi bittiği için yeni gözde dedektifim Vaara,en kısa zamanda "şeytanın gözyaşları" nı alıp okuyacağım
not: kitabın kapak tasarımı çok hoşuma gitti,kabartma kan lekesinden bir melek,fotoğrafta da sanki cinayeti biraz önce ben işlemişim de yanlışlıkla oraya sıçratmışım gibi duruyor
Devamını Oku

3 Ara 2011

bi yerden başlamak lazım


Çok uzun zaman geçti yazmayalı,araya tatil girdi demek isterdim ama söyle geriye dönüp baktığımda maalesef ki blog ile arama giren işim,neredeyse tüm yazı çalışarak geçirdim,eylül sonu  bir  haftalık bir tatilim oldu ve dönüşte beklemediğim bir yoğunlukla karşılaştım,önceden iki hasta arası boş kaldığım zamanlar 1 saati bulurken şimdi 15 dakika bulursam şanslı sayıyorum kendimi,bir de sınav belası başımda,aslında ben kaşındım,dişhekimliği uzmanlık sınavına giriyorum nisan ayında,üniversite son sınıfta az da olsa istediğim sonra uzmanlık mülakatlarındaki adam kayırma ve hak yemeleri görüp iyice soğuduğum uzmanlığı bu sene TUS gibi tek bir sınav halinde yapacaklar ve bende şansımı denemek istiyorum,olmazsa  bi de eylülde gireceğim o da olmazsa  kapatıyorum kariyer dosyasını dostlar,bilmem belki çocuk yaparız:)
Neyse durumumuz budur,güzel kitaplar okudum bu ara paylaşmak için sabırsızlanıyorum haydi başlayalım tekrardan
Devamını Oku

© 2011 bir dişçinin günlüğü, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena